Bugün metroda eve dönerken biraz dalgınlığım, biraz da çokbilmişliğim yüzünden uzun ve anlamsız bir yolculuk yapmak zorunda kaldım. Hemen anlatayim detaylarını.
Artık yavaş yavaş Türkiye'ye dönüş hazırlıkları yaptığım için U-Haul isimli taşınma şirketine gidip karton kutu satın aldım 10 tane. Şirket 23. sokak üzerinde, benim eve giden metronun en yakın istasyonu da 9 sokak ötede, 14. sokak üzerinde. Dedim şimdi bu kadar kutu ile kim yürüyecek 9 blok, atladım 23. sokaktan bir trene, nasıl olsa ilerdeki istasyonlardan birinde benim eve giden trene geçerim diye düşünüyorum. Çok geçmeden de geldi tren, bindim gidiyorum. Buraya kadar her şey güzel ama esas macera bundan sonra başlıyor.
Benim eve giden trene transfer yapabileceğim üç durak var; 34. sokak, 42. sokak ve 59. sokak durakları. Düşündüm, 34. sokakta insem benim eve giden trene geçmek için merdiven inip cıkmak gerekiyor, o yüzden 34. sokak durağını en baştan eledim. 42. sokak durağı ise ayrı bir alem, hem dizaynını hiç sevmiyorum hem de hangi trene nerden biniliyor belli değil. O yüzden 59. sokak durağında transfer yapmaya karar vedim, kutularım ile birlikte yolculuğumuza devam ediyoruz. 42. sokak durağından sonra 59. sokağa geleceğimizi zannediyordum ama 50. sokak durağında durduk, dedim tabii bu ekpres tren değil, aralardaki duraklarda da duracak. Bir sonraki durakta 7. cadde diyince kafama dank etti, bu tren 59. sokağa gitmiyor. Hemen inip karşı yönde gelen trene binebilirdim ama geç kaldım, zararı yok, bir sonraki durakta inerim.
İndim bir sonraki durakta, o da 5. cadde / 53. sokak diye bir durak. Ara tara, aksi istikamete giden tren bulamadım. Meğerse bu aksi istikamete gitmek için istasyondan çıkıp caddenin karşısından tekrar binilen ve dolayısıyla tekrar para ödenen duraklardanmış. Küfürler ede ede oturdum, bir sonraki treni beklemeye başladım. Bir sonraki trene bineceğim de, sonra inip aksi istikamette gelen trene bineceğim de ondan sonra da benim eve giden trene geçeceğim, ölme eşeğim ölme. Bekle bekle tren gelmez, zaten istasyon da gördüğüm en abuk subuk metro istasyonuydu. Neyse, geldi tren bindim, kutular da elimde. Bir sonraki istasyonda indim, Lexington caddesi / 53. sokak diye bir durak. Aksi istikametteki trene bindim, 42. sokakta indim. Baktım etrafıma, tahmin ettiğim gibi benim eve giden trene binmek için merdivenlerden falan çıkıp bir yerlere gitmek gerekiyor. Tam o sırada benim binmeye çalıştığım trenin zıt yönde gideni geldi, merdivenleri çıkmaktansa bir sonraki durağa gider ordan geçerim diye düşündüm ve bindim. Sonra da 34. sokak durağında indim ve en sonunda evime giden trene binmeyi başardım.
İşte böyle, biraz daha az yürüyeyim, merdiven çıkmayayim derken 4 kere tren değiştirip yarım saatlik yolu 1 saat 15 dakikada anca gidebildim. Bunu da ilerde okuyup gülerim diye buraya yazıyorum. Atalarımız en kısa yol bilinen yoldur demişler, bir bildikleri varmış anlaşılan.
2013 sonrasi yok? Turkiye'ye donusten sonra vakit kalmadi sanirim:-)
YanıtlaSil