"Gezdiklerim, Gördüklerim, Yaşadıklarım" köşesinin ikinci yazısı ile karşınızdayım. İlk yazı hatırlarsanız anneannem ve dedemin yaşadığı şehir olan Yalova hakkında olmuştu. Dolayısı ile ikinci yazı için en uygun seçenek babaanemin, rahmetli dedemin ve baba tarafından akrabaların büyük çoğunluğunun memleketi olan Antalya, ve onun ilçeleri Elmali ve Finike. Coğrafi uzaklık sebebiyle Yalova kadar sık ziyaret etme imkanı bulamamış olsak da bana en az Yalova kadar büyük anlam ifade eden mekanlar arasındadır bu üç yerleşke. Benim açımdan babamın Finike'ye taşınmasından öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrı dönemde incelemek mümkündür. Çocukluk ve ergenlik dönemime denk gelen ilk dönem daha çok tatillerde ailecek yaptığımız ziyaretler, üniversite sonu ve sonrasını kapsayan ikinci dönem ise genelde benim babamı ziyaret etmelerim şeklinde gerçekleşmiştir. Acısıyla tatlısıyla pek çok hatıram vardır bu mekanlarda yaşanmış.
19 Ocak 2011 Çarşamba
14 Ocak 2011 Cuma
Atkı Üzerine
Evet, atkı. Bildiğimiz atkı. Soğuktan korunma amacı ile boynumuza doladığımız ince uzun kumaş parçası. Evet, bu yeni yılın ilk yazısı ve nerdeyse iki aydan sonra ilk defa yazıyorum, yazımın konusu da atkı olacak. Ne yazacağım atkı üzerine çok merak ediyorum. Tarihinden mi bahsedeyim? Tarihi belli mi ki atkının? Yoksa atkılar ile ilgili hatıralarımı mı yazayım? İnsanın atkı ile ilgili ne hatırası olur ki? Kısa ve öz bir yazı olacağı belli, aynı atkının kendisinin kısa ve öz bir giyim eşyası olması gibi.
Atkı, basitlik-işlevsellik oranı bakımından her zaman hayran olduğum bir nesnedir. Yukarıda belirttiğim gibi uzun ince bir kumaş parçasından ibarettir, karmaşık en ufak bir tarafı yoktur. Hatta uygar toplumlarda insanların kullandığı kıyafetler arasında en basit olanı dersek abartmış olacağımızı sanmıyorum, belki tek rakibi şal olabilir. Bu kadar basit bir yapısı olmasına rağmen gördüğü iş çok büyüktür. Soğuğa karşı korunma söz konusu olduğunda vücuttaki en stratejik bölgede görev yapar. Tabii ki atkı tek başına fazla bir koruma sağlayamaz, dahası hava yeterince soğuk olursa atkı takmış olmanız da sizi kurtarmaya yetmeyebilir; öte yandan tir tir titremek ile hiç üşümemek arasındaki farkın tek bir atkından ibaret olduğu pek çok hava koşullarına da şahit oldum. Dahası, icap ettiğinde atkı boyun yerine kafaya sarılarak bere niyetine de kullanılabilir. Basitliğine ve büyük iş görmesine bir de çok yönlülüğünü ekleyin.