Küçükken yapı-tesisat işlerine çok meraklıydım. Nerde bir tamirat, inşaat veya benzeri bir çalışma görsem merakla ve ilgiyle takip ederdim olan biteni. Bir gün, evimizde kalorifer tamiratı veya ona benzer bir çalışma sırasında birilerinden duydum "kör tıpa" lafını. Duyduğum anda biraz garipsemiştim "tıpanın körü topalı mı olurmuş" diye, ama sonradan anlamlı gelmeye başladı. O günden itibaren etrafımda gördüğüm kör tıpaların hesabını tutmaya başladım. Su borularının ucunda, hava gazı borularının ucunda, kalorifer tesisatında, kısacası boruların orduğu her yerde rastladım kendisine. Durum üzerinde belli bir süre kafa yorduktan sonra babama şu tespitimi bildirdim: "Kör tıpalar olmasayadı, dünyanın sonu gelirdi!" Babam bir yorumda bulunmadı ama güldü, hem de uzun süre, kahkahalarla güldü. O zaman babamın benimle dalga geçtiğini düşünüp bozulmuştum ama şimdi anlıyorum babamın neden güldüğünü. Ben de gülüyorum artık, ya da en azından gülümsüyorum bu anı aklıma gelince. Bundan böyle bu sayfanın adı "Kör Tıpa", çünkü kör tıpalar olmasa, gerçekten de dünyanın sonu gelirdi.
29 Haziran 2012 Cuma
Uzak
Uzunca bir aradan sonra tekrar merhaba sevgili okuyucu... Artık biraz klişe oldu bu "uzunca bir ara" meselesi, ama anlaşılan bu sayfanin tarzı böyle olacak. Ne oldu da tekrar yazacağın tuttu diye mi sordunuz? Nuri Bilge Ceylan'ın "Uzak" isimli filmini izledim ve hazır film aklımda tazeyken üç beş satır bir şeyler yazayım dedim. En başından da şunu söyleyeyim, filmi izlememişseniz ve izlemeyi düşünüyorsanız yazının kalanını okumayın, bayağı bir detaya girmeyi planlıyorum çünkü. Ayrıca filmi izlememişseniz ve izlemeyi düşünmüyorsanız da izlemeyi düşünün derim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)