Evdeki telefon hattında meydana gelen bir takım problemler yüzünden bir süre internet bağlantım koptu. Son bir ay içinde aynı problemi iki kez yaşadım. Böyle giderse, Verizon zoru başarıp dandik internet hizmeti konusunda TTNet ile yarışır duruma gelecek. Teknik servise haber verdim ama tamirci belirlenen tarihten iki gün önce, bir Cumartesi günü geldi. Kapıcı da Cumartesi gezmesine gittiği için evin telefon kablolarının bulunduğu kısıma giremedik. Erken gelen tamirciye mi gıcık olursun, doğru dürüst İngilizce konuşamadığı için telefonda derdimi anlayamayan kapıcıya mı kızarsın yoksa o kadar söylemeye rağmen, eşya depomuzun ve telefon tesisatının da içinde bulunduğu, binanın bodrum bölümünün anahtarını çoğaltıp dairelere dağıtmayı ihmal eden apartman yönetimine mi sinirlenirsin. Oturup internetin düzelmesini bekleyeceğime yazacaklarımı bir dosyaya kaydedip internet geri döndüğünde yayınlamaya karar verdim. Daha sonra internet bağlantısı düzeldi, ama bu sefer de okulların açılması ve benzeri bir sürü iş ile uğraştığım için bu yazıyı yayınlamam uzun sürdü. Bu aksaklıktan dolayı kendimden ve olmayan takipçilerimden özür diliyorum.

Bizim nesil bilgisayarların ilk icadına pek yetişemese de yaygınlaşmasına ilk elden şahitlik yapmıştır. Eskiden sadece bankalarda, üniversitelerde, bir de filmlerde gördüğümüz bilgisayarlar şimdi hepimizin evinde. Televizyona bağlanan, kasetlere kayıt yapan, kullanmak için BASIC programlama dilini bilmeyi gerektiren bilgisayarlardan avcumuzun içine sığan bilgisayarlara geldik, gelişmeler de tüm hızıyla devam ediyor. Geçenlerde çok eski bir oyun bana o oyunu ilk oynadığım bilgisayarımı hatırlattı, bunun üzerine bu konuda bir yazı yazmak gerekir diye düşündüm. Şu ana kadar ne çeşit bilgisayarları kullanmış, bu bilgisayarlarla neler yapmışım; gelin hep beraber inceleyelim.